Araştırmalarımın başlıca konusu olarak seçmiş bulunduğum Türk ve Moğol toplumlarının Antik dönemde ve Ortaçağdaki dini, bildiğim kadarıyla, ilk kez bir monografi şeklinde ortaya konmuş olmaktadır. Her ne kadar kaynaklar aksini belirtiyor gibi durmakta iseler de aslında bu aldatıcı olmaktadır. Kısa bazı yazılar dışındaki kaynaklar, Altay toplumları diye nitelendirilen toplulukların sadece inanç ve ritüellerinin çağdaş şekillerinden başka bir şeyle ilgili değildirler. Halbuki, bunu geniş şekilde tekrar gözlemleyeceğimiz gibi, günümüzdeki bu görüntüler çoğu zaman Antik dönemden, Ortaçağdan ve hatta Yeni Çağların başlangıcına ait temsillerden ekseri çok farklıdır. Burada çağları ifade eden bu kelimelere, kolaylık olsun diye Avrupa tarihindeki anlamlarını verdiğimizi belirtmemiz gerekir. Uzun süre ulaşılamaz olarak kabul edilmiş olan bu din, günümüzde artık ulaşılamaz durumdan çıkmıştır. Doğaldır ki, buna erişebilmek için, başta yerli metinler olmak üzere ardından, tümüne henüz çevirilerle ulaşılamayan fakat yine de iyice düzenlenmiş, oldukça çok sayıda versiyonlarına sahip olduğumuz, (sadece başlıcalarını belirtmek bakımından) Çin, Arap, İran, Ermeni, Suriyeli, Gürcü, Yunan, Latin ve Rus gibi yabancı kökenli metinler ile ancak bir dereceye kadar anlamı olan arkeolojik belgeler gibi fevkalade çeşitli kaynaklara başvurmak gerekmektedir. Ne olursa olsun, bu konu ile ilgili bilgilerimizin halen bölük pörçük olduğunu saklamıyoruz, ancak gerçekleşmesi ümit edilen veya beklenen yeni buluşlar, halen bilgimiz dahilinde olan şeyleri tekrar tartışma ortamına getirebilecektir: esasen bu husus bütün bilim dalları için geçerlidir...
|