MİT eski mensubu Mahir Kaynak ve Teşkilat ile Muhafız kitaplarının yazarı Selman Kayabaşı, son yıllarda yaşanan siyasal travmanın perde arkasını deşifre ediyor. Her ne kadar Cumhuriyetimizin Atatürk&rsquoün eseri olduğunu iddia etsek de Türkiye Cumhuriyeti&rsquonin devlet yapılanması ve yönetimi, tamamen Tek Parti döneminin izlerini taşımaktadır. Devletimizin Atatürk&rsquoten ziyade İsmet İnönü&rsquonün yolunu takip ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Abdullah Gül-
&ldquoAtatürk ile İnönü&rsquonün birlikteliği özdeşlik olarak algılanır. Hâlbuki aralarındaki ilişki bir ittifak bile değil, sadece koalisyondur. Atatürk bu koalisyona mecburdu. Lozan&rsquodan sonra verdiğimiz tavizleri bir gün geri alabileceğimizi düşünüyordu ve mutlu değildi. İnönü ise tamamen Avrupacı bir siyaset izliyor, bizi tarihi mirasımızdan uzaklaştırıyordu.&ldquo &ldquoAtatürk, Serbest Cumhuriyet Fırkası&rsquonı, devleti ele geçiren İnönü&rsquoye karşı kurdurmuştur. Bu bir demokrasi denemesi değil İnönü&rsquonün karşısında Atatürk&rsquoün tekrar güç kazanma isteğidir. Fakat ilk hamleyi İnönü kazanmış, partiyi kapatmıştır. Daha sonra Atatürk, İnönü&rsquoyü başbakanlıktan azletmiştir.&ldquo &ldquo27 Mayıs 1960 askeri darbesi, Atatürkçülük adına Atatürk&rsquoe karşı yapılmış bir darbedir. Askerler darbeyi yapanlardır, darbeyi planlayan ise CHP ve İsmet Paşa&rsquodır.&ldquo &ldquoAvrupa&rsquonın Türkiye&rsquodeki etkisini kırmak için İnönü&rsquoyü tasfiye etmek istediler. Bülent Ecevit bu operasyonda başarılı oldu. Avrupa intikamını almakta gecikmedi. Turgut Özal&rsquoı tasfiye etmek için bu kez ANAP&rsquota Mesut Yılmaz iktidar oldu, Özal misyonunu tarihten sildi.&ldquo
(Tanıtım Bülteninden)