Walter Benjamin 1926 yılı sonunda, kısa bir tatil aşkı yaşamış olduğu Bolşevik aktris ve eğitimci Asja Lacis&rsquoin bir ruhsal rahatsızlık geçirdiği haberi üzerine, yaklaşık iki ay kalacağı Moskova&rsquoya gitti. Sovyet kültürel politikasında Stalinizasyonun başladığı bir dönemdi bu herşey yeniden yapılanıyordu, &ldquokamusal yaşamın gerilimleri öylesine büyüktü ki, özel yaşam tamamen tıkanmış&ldquo görünüyordu. Rusça bilmeyen Benjamin, dönemin tartışmalarına ancak ünlü tiyatro eleştirmeni Berhard Reich ve Asja Lacis aracılığıyla girebiliyordu. Moskova&rsquoda Benjamin&rsquoin &ldquoPartisiz ve mesleksiz&ldquo bir serbest yazar olarak konumuna şüpheyle bakılıyordu Reich, Lacis&rsquoin sevgisine ulaşabilmesinde karşısına güçlü bir rakip olarak çıkmıştı, üstelik Moskova buz gibiydi ve kaldırımlarda yürümek bile bir ıstıraptı...
Moskova Günlüğü, Benjamin&rsquoin hayatının bu zor döneminde tuttuğu notlardan oluşuyor. Bireysel bağımsızlığını kaybetmek pahasına Komünist Parti&rsquoye katılıp sağlam bir çerçeve kazanmakla dışarlıklı bir solcu olmanın marjinalliğine sığınmak arasında sıkışıp kalışını, dönemin Moskova&rsquosındaki kültürel ve siyasal olayları algılayışını anlatmanın yanı sıra sokakları, müzeleri ve günlük hayatıyla yazarın Moskova&rsquoyı algılayışını içten, edebi anlatımıyla aktaran bu günlük, hem hüzünlü bir anlatı, hem de siyasi bir değerlendirme kitabı olarak okunabilir.
(Arka Kapak)