Ürün Özellikleri
“Oysa bilinmeliydi onurlu bir “hoşça kal“ demenin paha biçilmezliği.“
Günbatımı şehri boyarken kızıla, farklı şehirlerdeki başka kokular bazen tek ortak noktalarıydı.
Aynı anda nefes almaktan başka gidilecek yol kalmadığında geriye dönüp ayaklarını yerden kaldırdılar, ezdikleri ilahi kudreti yeniden ayağa kaldırıp kudretlendirme vaktiydi belki de.
Belki de değildi.
Düşeceğini bildiği halde yükseklikleri hep sevdi. Kimileri korkardı düşmekten ve yüksekten.
Bilemezlerdi ki düşecekleri nokta aslında uçmayı öğrenecekleri hayatlarının nadide anlarındandı.
Çingeneler raks edip dünyayı boşlamaya devam ettiler, metroyu kaçıranlar koştu ve korkulu gözlerle patronlarına yalan söylediler.
Yalan kötüydü, bir kere söylendiğinde, eğer becerebiliyorsan gerçekten tüm hayatının yalan olması olasıydı.
Bir sabah uyandığımda şehir mora boyanmış olsaydı bunu O’nun yaptığını bilirdim ve mutlu uyanabilirdim, hiç olmadı.
Her hikâye mutlu sonla mı bitti?
Modern insanın içsel sorunlarına değinip, düşler ülkesinin ne kadar uzakta olduğuna işaret eden bir kitap...
Asıl oyunculardan daha meziyetliyken, neden yedek oyuncu olduğumuzu açıkça anlatan bir kitap...
Bana Mor’u sevdiren kitap..
Selim Çiprut, “As Maça“ ve “Civa“kitaplarının yazarı-
Bitirdim...
Kalbimde ince bir sızı, kursağımda onca kelimeden sonra yine de söylenmemiş bir söz kalmış gibi...
Bir not defteri gibi okudum yazdıklarını. Sanki seneler sonra çekmecemden tekrar çıkarttığım bir defter gibi.
Çok sıcak, içten, gerçek, çok hisli, düşündüren, insanın aklına takılan cinsten duygular ve med-cezirli çocukluğumun hatıraları girdabına girip-çıkmış gibiyim. Çok sevdim desem...
İsmi kadar, yazarı kadar harika bir eser olmuş ve ben inanıyorum ki çok kişinin çantasından ayıramayacağı bir sırdaş ’’Mor Delilik’’...
Seda Özay, “Bir daha yüzümü göremeyeceksin“ ve “Benzemez kimse sana“ kitaplarının yazarı-
(Tanıtım Bülteninden)