Sıcak bir günde yürümekteyken susayan birisinin bir bardak su içişi gibi okunabilse roman! Kapsamında edebiyatın diğer bazı türlerini de belirgin şekilde içerse. Şiirsel olsa, laf kalabalığı olmasa!
"Sen neredesin?" arayışında kendimi sorgulama ve yakalama çabam beni hep kendimden ötelere sürükleyip durmuştur. Peki, şimde ben neredeydim? Yaşıyor olmanın vazgeçilemez ağırlığını hiçe sayarak, yok olmanın hafifliğinde kendimi mi arıyordum? Her aşkın sonu yitirilen bir zaferdi ve olgunluk kıvamında yüreğe sinse de kabullenmek belki mümkün olmuyordu. Belki bir ömür kabullenememekti olmayan savaşların yenilgisini..
Kafamın içinde düşlerimle imgelerimin karmaşasında oluşan puslu dağların bağrından yükselen çello ezgileri çınlıyordu durmaksızın ve ben nereye gidersem gideyim bu ezgiler sürecekti. Gecenin mavi derinliğinden daha derindi düşlerim ve gerçek dünyanın zebanilerinden bıkkınlığımdan oluşan bir ayrı dünyaydı: Benim dünyamdı!
Yusuf gerçekten yaşamış mıydı? Filiz var olan ünlü bir çello sanatçısı mıydı?
Kim bilir!..
Kendime geldiğimde mesai arkadaşlarımın yapay fakat mesut kahkahaları yansıyordu duvarlardan ve düşlerimdeki çello ezgilerini yaralıyordu.
İstanbul'da oluşan kalabalık ve gürültü kirliliğinden, iş hayatının getirdiği sıkıntılardan, ekonomik koşulların zorluğundan, iki yüzlülüklerden dolayı kaçımız çekip gitmek istemiyoruz? Yorgun düşmüş bedenimiz, kırgın ruhumuz, aşklardan yana yaralı yüreğimiz.. Çekip gitmek gerek! En azından düşlerde gitmek! Hem de kendini aşarak kendinden ötelere..
(Arka Kapak)

Diğer Kredi Kartları : 9,00 Peşin(Tek Çekim)