Hikmetin dili, sembol ve sükuttur lakin &ldquoaşk söyletir / dert ağlatır&ldquo sırrından hareketle, Muhammedî nurun çeşitli düzeylerdeki tecellilerinden söz açan böylesi bir konuşmanın ülkemizin nadide bilgin ve araştırmacılarından Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç&rsquola yapılması kaçınılmazdı. İrfan düşünce tarihinin en yetkin araştırmacılarından Kılıç&rsquola özellikle Mağripli büyük bilge Muhyiddin İbnü&rsquol-Arabî&rsquoyi eksene alarak konuştuk. Sufilik düşüncesini merkeze alarak felsefe, edebiyat, şiir, sanat, politika konuştuk.
İlahî aşkın sırlarından, Efendimiz&rsquoin (sav) hakikatinden, hermetik bilgelikten, kadim Yunan&rsquodaki &ldquosophia&ldquodan, nazarî tasavvufun tarihinden, Şeyh-i Ekber&rsquoin zengin dünyasından, Kur&rsquoân&rsquoın tevil ve tefsirine ilişkin yöntemlerden ve sırlardan söz ettik.
Nazarî tasavvufun tarihi bir bakıma Muhyiddin İbnü&rsquol-Arabî ile başlıyor. Bunu sorduk hocaya. İrfanî geleneğin gürbüz damarları, Şeyh-i Ekber&rsquoden mutlaka beslenmiştir ve bu etki günümüzde de sürüyor.
Kılıç, tasavvufun bütün semavî öğretilerin bâtınî boyutu olduğunu söylerken, irfan ve hikmet gelenekleri arasındaki farkı da vurgulamayı ihmal etmiyor.
Cüneyd-i Bağdadî&rsquonin ifadesiyle, &ldquoAllah&rsquoın bizi bizde öldürüp Kendinde ebediyen diri kılması&ldquo olan tasavvuf, nebilerin varisleri olan kâmil velilerin, bilgelerin ve irfan ehlinin, aşk, irfan ve velayet yoludur.
Yine bir başka ifadede tasavvufun, &ldquohâdis olanın kadîm olana bitişmesi&ldquo anlamına gelen saf ve katışıksız tevhidin de özü ve esası olduğu düşünülecek olursa, kâmil veliler bir bakıma, bir tecdid gerçekleştirmiş olan nebilerin varisleri olarak zihnimizi tevilin içine çekiyor, bizi evvel olana, kökene götürüyorlar.
Biz de Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç hoca ile, &ldquoevvel&ldquoe doğru bir yolculuk gerçekleştirmek üzere söyleştik. İrfan merkezli her şeyi konuştuk. Bu açıdan kitap hoş bir sohbet üslubunda oldu. Hiç şüphesiz dikkatli okuyucu satır aralarından çok fazla demir leblebi bilgi ayıklayacaktır. Biz konuşturduk gerisi size kalmış...
Hoca ile yaptığımız bu kapsamlı söyleşi dışında, kitapta Yüzakı dergisinin 22. sayısında (Aralık, 2006) Hz. Mevlânâ&rsquoya ilişkin kendisiyle yapılan söyleşiden ve hermetik felsefe üzerine Divan (C.V) dergisinde çıkan yazısından da katkılar bulunuyor. Hocanın yoğun işleri arasında bu kitabı ondan koparmada ısrarla ve azimle çalışan Sufi Yayıncılık&rsquoın değerli editörü Emine Eroğlu ile son okumayı yapan, hocanın talebelerinden Ercan Alkan&rsquoa ve emeği geçen herkese şükran borçluyuz.
(Tanıtım Bülteninden)