Balkan Savaşları&rsquonın 100. yılı içerisindeyiz&hellip İyi bir &lsquoelveda Rumeli&rsquo romanından söz etmeli, adı &lsquoSavaş ve Ayrılık&rsquo. 
Osmanlı İmparatorluğu için tam anlamıyla sonun başlangıcı, Balkan Savaşları ile olmuştu. Çağın getirdiği düşünce sistemlerinden &lsquomilliyetçilik&rsquo Osmanlı İmparatorluğu&rsquonun temel yapısıyla tamamen ters olunca her şey tepetaklak oluvermişti. Aynı zamanda &lsquohalk&rsquo için de... Asırlardır Osmanlı tebaası olan insanlar, bir sabah Bulgaristan, Yunanistan sınırı içinde olduklarını öğrenmişlerdi. Sonra göç etmek zorunda kalıp, eski vatanlarında muhacir olarak adlandırıldılar... Akrabalarının yarısı yolda hayata veda etmişti, kalanın durumu içler acısı. Savaşlar ayrılıkları doğurmuş ve onanmayacak yaralar açmıştı. Ramis Çınar, tüm bunları ve daha fazlasını kahramanı Hasan üzerinden &lsquoSavaş ve Ayrılık&rsquo romanında anlatıyor. İstanbul&rsquoda medrese eğitimi aldıktan sonra memleketine dönen Hasan, bir süre sonra bir ömre sığmayacak şeye şahit olur... Balkan Savaşları, esir kampları, I. Dünya Savaşı, salgın hastalıklar, göç yolları, ölümler ve bunlar arasında yaşanmaya çalışılan, yeniden kurulmaya çalışılan hayatlar. Gerçeklerden hareket eden, iyi yazılmış bir roman.

Çağlayan Çevik