13,00 TL
15,00 TL
19,00 TL
22,00 TL
23,40 TL
25,00 TL
16,00 TL
KİTABIMIN temel çııkış noktası Türkiye&ldquode demokratik bir açılımın önündeki engellerin araştırılması oldu. Cumhuriyet tarihinin oluşturduğu iradeli, misyoner vatandaş tipi belki de bu engellerin en önemlisi. Düşünce tarihi açısından bakıldığında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının aydınlanma öncesi bir *toyluk* varsayımı üzerine inşa edildiği görülüyor aydınlanmamış toy zihinlere onların talepleri öncesinde vatandışlık kostümü giydirilmiş ve yaşam, vazifelerle anlamlandırılmaya çalışılmış. Bu vazifelerin en başında da *izlemek* geliyor. Buradaki yazılarımda, *Türkiye&ldquode liberalizm yok* ya da *Türkiye&ldquode bireysellik yok* şeklindeki Şarkiyatçılık kokan görüşleri aşmaya ve bunu yerine Türkiye&ldquode bireyselliğin özgün gelişme koşullarına ve sorunlarına işaret etmeye çalıştım. Kuşkusuz benim anladığım demokrasi, bir hükümet etme biçimi, güçler ayrılığı ya da çokpartililkten ibaret değil günümüzde demokrasinin temel meselesi bir yanda bireylerin kendilerini ait hissettikleri farklı toplulukları meşru kılarken, bir yandan da bireyin korunmasıını, söz konusu topluluklarca yenilip yutulmamasını sağlayabilmektir. Kuşkusuz Demokrasi Cumhuriyeti karşısına alarak değil, aksine onun üzerine kurulacak bir hareketlilik. Bugün içinde bulunduğumuz durum ise irade ile muhakemenin, vatandışlık ile bireyselliğin ve sonuçta Cumhuriyet ile Demokrasinin birbirini dışlayarak ve karşıtlık içinde evrilmesine neden oluyor. Türkiye&ldquode iyi vatandaş olmaya niyetlenenler bu uğurda kendi bireyselliklerini yitirebiliyorlar bireyselliğini yaşamak konusunda ısrarlı olanlar ise bir türü iyi vatandaş olamıyor, *Cumhuriyetin düşmanı* olmaktan kurtulamıyorlar. İşte asıl soru budur: Bu karşıtlığın nasıl çözülebileceği...