Ürün Özellikleri
Kadınlık, erkeklik, transseksüel yaşam... Kars’tan İstanbul’a bir yolculuk hikâyesi... Kadınlar, erkekler, “lubunya“lar, politikler, apolitikler, anti-politikler... Sokaklar, barlar, cinselliğin arka sokakları...
Bir travestinin ezberinizi bozmasına izin verecek kadar cesur musunuz?
“Her şey değişebilir. Bunu biz yapabiliriz. Zorunlu diye, boynumuza asılan zincirleri, bedenimize nakşedilen dövmeleri kapının eşiğine bırakıp gidebiliriz. Ağzımızda hüzünlü, ama muzip bir gülüşle. Esmeray’ınki gibi, meydan okuyan, ama deli gibi seven gözlerle.
Onun yolculuğu hep bana güç verdi, veriyor.
Arkamızda bıraktığımız sokaklarda yeniden dolanacağımız günler yakında, biliyorum. Birlikte yeni yollar açacağımızı da. Taşları, zincirleri başka eşiklere bırakıp gelmiş yepyeni dostlara dolanarak. Ağlayarak, gülerek, severek, sevişerek...“
Pınar Selek-
Cadının Bohçası’na Dair:
Radikal, ezber bozuyor, patriarkayı temelinden sarsıyor... Ne söylesek eksik kalacak devrimci bir iş yapıyor Esmeray. Cadının Bohçası’nda Esmeray’ın gerçekliğine dayanan muhteşem oyunculuğu, bizler için kendi heteroseksizmimizle “yüzleşme“yi sağlıyor. İyi ki varsın Esmeray!
Filiz Karak-Sosyalist Feminist Kolektif Üyesi
Esmeray, sizi bir tiyatro oyunu yoluyla, kocaman bir dünyanın içine sokuyor. Köyde çocuklarla birlikte çeşme başına gidiyor, Tarlabaşı’nın insanlarıyla kaçak çay içiyor, midye yapıyor, kirlenmeye ve aydınlanmaya tanık oluyorsunuz. Bir oyundan çok daha fazlasını sunuyor Esmeray. Oyun sırasında gülmekten yere düşebilir, sonrasında ise insanlığınızı sorgulayabilirsiniz. Sahi, bir oyunda insan en güldüğü anda vicdanını arayabilir mi? Bu soruya en güzel yanıt, oyun boyunca hissettiklerinizde gizli.
Orçun Masatçı-, Yeni Kapı Tiyatrosu
Günümüzün popüler tartışmalarından kimlik meselesine, oldukça özgün bir yorum getiriyor Cadının Bohçası. Türkiye’de bir Kürt, köyde ve şehirde bir transseksüel kadın, İstanbul’da köklerinden uzakta yaşayan bir göçmen, patronlarının tacizlerine maruz kalan bir emekçi, Beyoğlu’nun arka sokaklarında toplumsal ahlak çetelesinin en altında kalan bir seks işçisi... Kimlik mücadelesinin risklerine değinen, farklı kimlikleri anlama çabasındaki hataların altını çizen yazılarda, tartışmalarda söyleniyor ya hep “bize yeni bir dil lazım!“ İşte Esmeray, bu “yeni dil“in kurulabilmesi için risk alan çok az insandan biri.
Yeşim T. Başaran-Aktivist, Lambda İstanbul
Hep antipati duyduğum travesti yaşamına, Esmeray’ı tanıdıktan ve onun yaşam mücadelesini anlattığı Cadının Bohçası’nı izledikten sonra, kulise inip kendisine “Bizi affet gerçekten hep bir pencereden bakmışız size, oysa sizlere neler çektirmişiz.“ dediğim andan beri farklı bakıyorum. Bize her yaşama saygı duymayı anlatan sevgili Esmeray, yolun ve bahtın açık olsun!
Hamdi Durgut-Seyirci
Esmeray içindeki kız çocuğunu nasıl büyüttüğünü anlatıyor bize içindeki öteki çocuklardan korkuyla kaçanların kurduğu ataerkil dünyadan bu kızı sakınarak, saçlarını tarayıp kulaklarına küpeler takıp, dışarının sevgisizliğine inat, onu nasıl sevgiyle büyüttüğünü anlatıyor. Sahnedeyken anıları, yalın ve süssüz anlatıları, bedeni, icrası, “tek bir bütün“ olup dile geliyor bu da bizi hakikat duygusuna götürüyor karşısında hiçbir şeyin kendini sorgulamadan duramayacağı o hakikat duygusun...
Aysel Yıldırım-Tiyatro Boğaziçi
Sakın ona kızmayın, buluşma yerine zamanında gelmedi diye. Hatırlayın, geldiğinde gecikme nedenini anlatmakla kalmayıp öyle yaratıcı bir şekilde oynayıp analiz edecek ki sonunda siz de o halet-i ruhiyenin bir parçası olacaksınız... Esmeray’ı birçoğumuzdan farklı kılan bu yaratıcı hal, sadece Cadının Bohçası’yla başlayan bir oyunculuk serüveninin değil, eleştirelliği gündelik hayatın her alanında bir yaşam tarzı haline getirmiş bir kişinin varoluşu. Bu haliyle, yaptıkları içerisinde duygusallık kadar, eleştirelliği ve direnişi de sürekli ve yeniden üretiyor. Kendisini de iletişim kurduğu bizleri de zorluklar, kolaylıklar, hayat, hayaller ve haller konusunda sürekli düşündürüyor...
Nil Mutluer-Akademisyen, İnsan Hakları Aktivisti
Tiyatro oyunculuğunda var olan mutlak ya biyolojik erkek ya da biyolojik kadın hegemonyasını yıkmak için Esmeray’ın oyunları iyi birer örnek.
Sumru Yavrucuk-Tiyatro Oyuncusu
Haydi, bu kez korkakça davranmayıp kendinizi, bir transa değil, asıl gülünç olana, yani toplumun ikiyüzlülüğüne, insanların varoluşlarını engelleyen saçma kurallara gülmeye ve her kahkahayla, onlardan biraz daha özgürleşmeye hazırlayın. Bu kitabı okumadan önceki darkafalı size, kitaba başlarken bir elveda deyin. Okuyacaklarınızın size çok mantıklı geleceğinden ve neden daha önce bunları düşünmemişim diyerek hayatta kaybettiğiniz zamana acıyacağınızdan emin olabilirsiniz.
Ülkü Özakın-Amargi Kadın Akademisi
Cadının Bohçası, sadece samimi itiraflar ve içten paylaşımlarıyla öne çıkan bir oyun değil, bizleri bir vicdan muhasebesine ve kendimizle yüzleşmeye iten bir lirik öykü. Dinledikçe, acımasız toplumun bir bireyi olduğunuz için kendinizi suçluyorsunuz. Cinsel kimliklerin politik kimliklerden ayrılarak, yüzeysel takıntılar gibi tanımlandığı günümüz toplumuna ders niteliğinde bir oyun.
Nedim Saban-Tiyatro Oyuncusu
Cadının Bohçası seyircisini samimiyeti ile kendisine bağlayan, cinsiyet halleri ve ayrımcılık ile ilgili insanın kendi tutumu ve önyargılarını sorgulatan ve ince ince kıran bir performans. Teşekkürler Esmeray...
Melisa Önel-Sinemacı, yönetmen
Onu izlerken, bir tarafım oradan kaçıp gitmek istedi, bir tarafım duymazsan anlayamazsın dedi. Acıydı ve öylesine komikti ki. Gülüyordum, bir yanımsa ağlıyordu. Bu kadar netti hissettiklerim. Korktuğum kadar varmış karşımda o kadar özgür, bir o kadar da anlaşılmak istenen gerçekler varmış. O gerçek, bir insan bedeninde, bir insan kaderindeymiş. Sanat için bir sınır yoktur, olamaz. O da zaten her şeyi sınır ötesi anlatmış.“
Hande Öksüz-Oyun Yazarı, senarist
Esmeray’ın hikâyesi benim gibi orta sınıf, üniversite mezunu, heteroseksüel eğilimlere sahip birine çarpıcı gelebilir. Ama maalesef birçok trans kadın ve trans erkek için, hatta birçok LGBT birey için oldukça sıradan bir hikâye. O kadar çok cadının bohçası var ki... “Cadının Bohçası“nın hikmeti ise yaşamı lanetlemeden, hatta yaşamı ti’ye alarak bohçayı herkesin gözü önünde açabilmesinde.
Esmeray’ı uzun zamandır tanıyorum, yaşadığı travmalarla baş edebilmek için hayatla dalga geçmeyi seçenlerdendir. Ayrıca cesur bir kadındır da. O yüzden mizahi anlatımına da bohçasını açma cesareti göstermiş olmasına da şaşırmadım. “Cadının Bohçası“nda beni şaşırtan, Esmeray’ın kendi özyaşam öyküsüyle kurduğu ilişki oldu. Açıkçası gösterimi izlemeden önce bazı endişelerim vardı. Bir kişinin sahnede kendi özyaşam öyküsünü tüm çıplaklığıyla aktarmasının “teşhirci“ olabileceğini ve bu nedenle gösterimin arzulanan etkiyi yakalayamacağını düşünüyordum. Ancak Esmeray, performans esnasında hikâyeyi kendinden çıkartıp anonimleştirdi her birimizin hikâyesi kıldı. Böylece sadece kendi bohçasını açmakla kalmadı, yeni bohçaların açılması için başkalarına da cesaret verdi ve bunu teşhirciliğe meyletmeden yaptı.
Senem Donatan-Seyyar Sahne
(Tanıtım Bülteninden)