12 Eylül 1980 döneminde Türkiye&rsquoyi terk etmek zorunda bırakılan nice gençten biri olan Ozan Ceyhun da, o günlerde kimilerinin, &ldquoBunları asmayalım da besleyelim mi?&ldquo diye nutuklar çektikleri bir dönemin tanıklarından. Hem de ne tanık.
21 Ocak 1981 yılında Türkiye&rsquoden yasal pasaportu ile çıkarak kaçan Ozan Ceyhun, yurtdışına çıktıktan bir yıl sonra sanık olmuş. Daha sonra işkence altında verildiği mahkeme tarafından da belgelenen ifadelerle &ldquoterörist katil&ldquo damgası yemiş. Kendisine yönelik suçlamalar yapan kişiler beraat ettikten sonra bile dosyası ayrıldığından ve de ifadesi alınamadığından, hakkında tutuklama kararı çıkarılmış. Kendisi, &ldquoBenim hukuk devleti temel ilkelerinin ayaklar altına alındığı, demokrasinin işletilmediği bir dönemde bana yöneltilen suçlamalara yönelik olarak vereceğim bir hesabım yok. Suçsuzum&ldquo diyerek ifade vermediği için ona kızan birileri de davasını karmakarışık bir hale getirerek söz konusu davanın 19 yıl kadar sürmesine neden olmuştur. Bu süre zarfında Ozan Ceyhun, kırmızı bültenle aranmış. Almanya&rsquoda yakalandığında Almanya, &ldquoOzan Ceyhun bir Alman vatandaşıdır. Vatandaşımızı kimseye vermeyiz, ama suçlu olduğunu iddia ediyorsanız verin dosyasını, biz yargılayalım&ldquo demiş ve Türkiye, &ldquoMaalesef bu dosya başka bir ülkeye verilebilecek bir konumda değildir&ldquo diye cevap verdiğinde de Alman hukukçular şaşırıp kalmışlar. Ardından Ozan Ceyhun&rsquoa yönelik tüm tutuklamalar kaldırılmış. O da Türkiye&rsquodeki mahkemenin isteği üzerine Almanya&rsquoda hakim karşısına çıkıp, ifadesini vermiş ve sonunda 2000 yılının Temmuz ayında beraat etmiş. Yani biz Avrupa Parlamentosu&rsquonda Türkiye için yaptığı konuşmalarından dolayı sevindiğimiz ve milletvekilimiz diye övdüğümüz Ozan Ceyhun&rsquou bir yandan da o Parlemanto sıralarında otururken &ldquohakkında idam isteyerek&ldquo yargılamaya devam etmişiz anlayacağınız...
(Arka Kapak&rsquotan)